Misakımillî Kararları

20 Aralık 2012 Perşembe

Misakı millî Kararları

1. 30 Ekim 1918’de ateşkes imzalandığı vakit Osmanlı Devleti’nin, düşman ordularının istilası altında bulunan ve Arapların çoğunluk teşkil ettikleri toprakların mukadderatı halkın özgürce verecekleri oya göre tespit edilecektir. Osmanlı-İslam çoğunluğu ile meskun bulunan kısımların genel topluluğu hiçbir nedenle ayrılık kabul etmez bir bütündür.
2. Halkın oyu ile ana vatana katılmış olan Elviye-i Selase (Kars, Ardahan, Batum) için gerekirse tekrar halkın serbest olarak oyuna müracaat edilmesini kabul ederiz. 
3. Türkiye barışına bırakılan Batı Trakya’nın hukuki durumunun saptanması da yerli halkın tam bağımsızlık içinde özgürce verecekleri oya uyularak yapılmalıdır.
4. Osmanlı Hükûmeti’nin merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır.
5. İtilaf Devletleri ile kararlaştırılan esaslar içinde azınlıkların hakları gibi, Müslüman ahalinin de aynı haklardan faydalanmaları sağlanmalıdır.
6. Millî ve ekonomik gelişmemiz için siyasi, adli, mali gelişmelerimize engel olacak kısıtlamalar (kapitülasyonlar) kaldırılmalıdır.
Misakımillî kararlarının kabulünden sonra 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edildi. Bu şartlar altında Meclis de faaliyet gösteremeyeceğini anlayarak dağıldı; zaten bu sıralarda milletvekillerinin bir kısmı da İngilizler tarafından tutuklanmış bulunuyordu.
Mustafa Kemal, İstanbul’un işgali üzerine valiliklere ve kolordu komutanlıklarına talimat vererek Ankara’da toplanacak olağanüstü yetkilere sahip bir meclise yeni temsilciler seçmelerini bildirdi (19 Mart 1920). Seçimler hızla sonuçlandı. Nihayet 23 Nisan 1920’de yurdun her bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Mustafa Kemal, millet iradesini ve egemenliğini temsil eden bu Meclise ve onun hükûmetine de başkan seçilerek artık Türk Bağımsızlık Mücadelesi’nin her bakımdan lideri oldu. Ancak memleketin içinde bulunduğu şartlar, kendisinin omuzlarına yüklenen görev gerçekten çok ağırdı. Tarihten silinmek istenen
bir milletin ölüm kalım savaşının, istiklal mücadelesinin liderliğini yapıyordu.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı