Atatürk'ün milli mücadele liderliği

20 Aralık 2012 Perşembe

Atatürk'ün milli mücadeledeki önemi, Atatürk'ün milli mücadele liderliği

Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı başlayınca savaşa girilmemesi yönünde büyük çaba harcamış ancak sonuç alamamıştı. İttihat ve Terakki yönetiminin ülkeyi yıkıma götürdüğünü görmüş, Osmanlı Devleti savaşa girdikten sonra da cephede görev almak için Genel Kurmaya müracaat etmişti. Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’nda cepheden cepheye koşmuş,
Çanakkale’de, Kafkaslarda, Suriye’de büyük başarılar elde etmiştir. Vatan ve millet aşkıyla yaptığı bu görevlerde askerî yeteneklerini en üst düzeyde ortaya koymuştur. Özellikle Çanakkale onun tüm dünyaca tanınmasını sağlamıştı. Daha öğrencilik yıllarında Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumu yakından izleyen Mustafa Kemal bağımsızlık, özgürlük, demokrasi gibi fikirleri savunmaya başlamıştı. Şam’daki görevi sırasında kurduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin toplantılarında vatanın ve milletin kurtarılması, millî egemenliğin sağlanması düşüncelerini dile
getirmişti. Mustafa Kemal’in bu düşüncelerindeki haklılığı Mondros Ateşkes Anlaşması ve sonrasındaki işgallerle ortaya çıktı. Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra başlayan işgal günlerinde, toplumu olaylar karşısında yönlendirecek bir öndere ihtiyaç vardı. Çok geçmeden 38 yaşında bir asker olan Mustafa Kemal işte o karanlık günlerde milletine rehber oldu. Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’yi başlattı ve başarıya ulaştırdı.
Atatürk’ün bu başarısında Türk milletine duyduğu sonsuz güven vardı. Türk milletinin geçmişte olduğu gibi büyük hamleler yapacağına tüm kalbiyle inanmıştı. Atatürk, kararlı ve mücadeleci bir liderdi. Güçlükler karşısında yılmayan, ümitsizliğe düşmeyen kişiliği onun Millî Mücadele’nin lideri olmasını sağlamıştır. Samsun’a çıktıktan sonra, Kâzım Karabekir Paşa’ya çektiği bir telgrafta, o günlerdeki ağır durumu belirttikten sonra “Bununla beraber bütün umutlar kaybolmuş değildir. Memleketi bu durumdan ancak Türk milletinin mukavemet azmi kurtarabilir.” diyordu. Eskişehir-Kütahya Savaşlarından sonra Yunanlılar Ankara’ya doğru ilerlemeye başladıkları zaman, Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından başkomutanlık görevine getirilmişti. Başkomutan olarak yaptığı ilk konuşmasındaki “Milletimizi esir etmek isteyen düşmanları, behemehal (ne yapıp edip) yeneceğimize dair güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır.” sözleri onun hiçbir zaman ümitsizliğe yer vermediğini ve kararlılığını gösteren başka bir örnektir.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı