Uygurlar kim kurdu kim yıktı?
Uygurlar |
Uygurlar,
Orhun ve Selenga ırmakları boylarında yaşarken 552 yılında Kök Türk Devleti’nin
egemenliği altına girmişlerdir. Bu devletin yıkılmasından sonra kısa bir süre
örgütlenmişler ise de bu durum uzun sürmemiştir. İkinci Kök Türk Devleti’nin kurulması
ile tekrar egemenliklerini yitirmişlerdir. Uygurlar,
Kök Türk kağanı Bilge Kağan’ın ölümünden sonra Kök Türk Devleti’nin
zayışaması ile yeni bir fırsat daha buldular. Kök Türklerin egemenliğinde bulunan
Basmıl ve Karluk gibi Türk toplulukları ile birleşen Uygurlar, 744 yılında Kök Türk
Devleti’ne son verdiler.
Uygurlar,
bir süre Basmıllarla siyasal ortaklık kurdular. Ancak kısa bir süre sonra kendi
devletlerini kurdular. İlk kağanları da Kutluk Bilge Kül Kağan oldu. Uygurlar,
bir süre Kök Türk Devleti’nin gelenek ve törelerini devam ettirdiler. Ancak
zamanla inançlarında değişiklikler oldu. Uygurlar arasında Buda ve Mani dinleri yayıldı.
Kutluk
Bilge Kül Kağan ölünce yerine oğlu Moyen-Çur, kağan oldu. Uygurların en
büyük kağanı olan Moyen-Çur Kağan, unvan olarak da Gökte doğmuş, devlet yönetmiş, Bilge
Kağan demek olan “Tengride bolmış, il Bilge Kağan” unvanını kullanmıştır. Moyen-Çur
Kağan devri, Uygurların ülke sınırlarını genişlettikleri bir devirdir. Batıda
Kara Türgeş devleti, Uygur egemenliğini tanımak zorunda kaldı. Kırgız, Tatar gibi
diğer Türk boyları da egemenlik altına alındı. Öte yandan yine bu devirde
zengin tarım
ve ticaret şehirleri de Uygurların denetimi altına alınmıştır. Moyen-Çur
Kağan’ın Uygurlar arasında şehirleşme eğilimleri de başlamıştır. Öte yandan
Moyen-Çur Kağan, Çin’de çıkan bir isyanın bastırılmasına yardım etmiştir. Bu yardım
sonunda yapılan anlaşma ile Uygur tüccarlarına Çin kapıları da açılmış oldu. Moyen-Çur
Kağan’ın ölümünden sonra 757 yılında yerine oğlu Bögü, kağan oldu. Onun
zamanında Çin’de baş gösteren isyanların bastırılması sebebiyle sık sık Çin’e girilmiştir.
Bögü
Kağan’ın döneminde Manihaizm dini kabul edilmiştir. Bögü Kağan, bu dinin öncülüğünü
de üstlenmiştir. Bir tüccar ve şehirli dini olan Mani dininin kabulünün,
Uygurların
savaşçı ruhlarını gevşetmekle beraber, ilim, sanat ve edebiyatta ilerlemelerine
katkısı
olmuştur. Bögü
Kağan Çin’in zayıf bir anında Çin’i ele geçirmek istedi. Ancak veziri Baga Tarkan,
Kağan’ın bu girişimine karşı çıktı. Daha sonra yönetimi ele geçirerek Alp Kutluk
Bilge Kağan unvanıyla tahta geçti. Bu olay Uygur Devleti’ni oluşturan kabileler arasında
huzursuzluklara neden oldu. 840
yılında, Uygurların kuzeybatı kısımlarında yaşayan Kırgızlar, Uygur başkentine baskın
düzenleyerek bu devlete son verdiler. Baskından kurtulan Uygurlar,
Asya’nın
çeşitli bölgelerine dağılmak zorunda kaldılar.
Turfan Uygurları
Kırgız
baskınından kaçan Uygur boylarının önemli bir kısmı Doğu Türkistan’a yerleşmişlerdir.
Tarım ve ticaret merkezleri olan Türkistan’ın büyük şehirleri, Uygurların
denetimi altına girmişti. Bu nedenle Uygur devletinin yıkılmasından sonra, Turfan
dolaylarına kaçan Uygurlar için, bu bölge güvenilir bir yer olmuştur. Kısa bir süre
sonra, varlıklarını komşularına kabul ettiren Uygurlar, 856 yılında yeni
devletlerini kurmuşlardır. Kağanlık
merkezi olarak Turfan şehrini seçtikleri için, kendilerine Turfan Uygurları
denilmiştir. Ayrıca yazlık başkentleri olarak Beş-balıg şehrini kullandıkları için,
kaynaklarda Beş-balıg Uygurları adı da kullanılmıştır. Turfan
Uygurları Mani dinine inanıyorlardı. Bu dini, siyasî amaçları için de kullanan Uygurlar,
dinlerini koruma gerekçesiyle Çin üzerinde baskı kurmuşlardır. Kültür
ve medeniyet bakımından büyük gelişmeler gösteren Uygurlar, Çin’in kuzeyinde
Hıtay Devleti’nin kuruluşunda, gerekse Cengiz Han Devleti’nin gelişmesinde, bilgi
ve deneyimlerinin çok büyük etkisi olmuştur. Uygurlara devlet örgütlenmesinde çok
önemli görevler veren Moğollar, Uygur yazısını da kullanmışlardır. Uygurlar, Moğolların
Türkleşmesinde de önemli rol oynamışlardır.
Sarı Uygurlar
840
yılındaki Kırgız baskınından sonra, dört bir yana dağılan Uygurların bir kısmı da
Çin ile Doğu Türkistan arasındaki Kansu bölgesine yerleştiler. Önemli bir
ticaret merkezi
olan bu bölge, meşhur İpek Yolu üzerinde idi. Bu bölgede yerleşen Uygurlar, büyük
bir şehir olan Kansu’da yeni bir devlet kurmuşlardır. Sonradan, Sarı Uygurlar
adı ile
anılacak olan bu Uygurlar, Türk dili ve kültürünü uzun yıllar yaşatmışlardır.
Uygur Türklerinin
torunlarına bugün bile rastlamak mümkündür. Budizm’i
kabul etmiş olan Sarı Uygurlar, ticaret ve medeniyet bakımından çok
gelişmişlerdir.
Budistlerin en kıymetli eserlerinin bulunduğu Bin Buda Mağaraları, Sarı
Uygurların yaşadığı bölgededir. Daha sonraki yıllarda İslamiyeti seçen Türk-İslam medeniyetine
önemli katkılar sağlayan Uygur Türkleri, bugün de varlıklarını aynı adla devam
ettirmektedirler. Bugün sayıları 20 milyonu aşan bu Türk toplulukları, Çin Halk Cumhuriyeti,
Sincan Özerk Uygur Bölgesi’nde, Çin’in egemenliği altında yaşamaktadırlar.
0 yorum:
Yorum Gönder