Uygurlar

29 Kasım 2012 Perşembe

Uygurlar kim kurdu kim yıktı?

Uygurlar
    Uygurlar, Orhun ve Selenga ırmakları boylarında yaşarken 552 yılında Kök Türk Devleti’nin egemenliği altına girmişlerdir. Bu devletin yıkılmasından sonra kısa bir süre örgütlenmişler ise de bu durum uzun sürmemiştir. İkinci Kök Türk Devleti’nin kurulması ile tekrar egemenliklerini yitirmişlerdir. Uygurlar, Kök Türk kağanı Bilge Kağan’ın ölümünden sonra Kök Türk Devleti’nin zayışaması ile yeni bir fırsat daha buldular. Kök Türklerin egemenliğinde bulunan Basmıl ve Karluk gibi Türk toplulukları ile birleşen Uygurlar, 744 yılında Kök Türk Devleti’ne son verdiler.
    Uygurlar, bir süre Basmıllarla siyasal ortaklık kurdular. Ancak kısa bir süre sonra kendi devletlerini kurdular. İlk kağanları da Kutluk Bilge Kül Kağan oldu. Uygurlar, bir süre Kök Türk Devleti’nin gelenek ve törelerini devam ettirdiler. Ancak zamanla inançlarında değişiklikler oldu. Uygurlar arasında Buda ve Mani dinleri yayıldı.
    Kutluk Bilge Kül Kağan ölünce yerine oğlu Moyen-Çur, kağan oldu. Uygurların en büyük kağanı olan Moyen-Çur Kağan, unvan olarak da Gökte doğmuş, devlet yönetmiş, Bilge Kağan demek olan “Tengride bolmış, il Bilge Kağan” unvanını kullanmıştır. Moyen-Çur Kağan devri, Uygurların ülke sınırlarını genişlettikleri bir devirdir. Batıda Kara Türgeş devleti, Uygur egemenliğini tanımak zorunda kaldı. Kırgız, Tatar gibi diğer Türk boyları da egemenlik altına alındı. Öte yandan yine bu devirde zengin tarım ve ticaret şehirleri de Uygurların denetimi altına alınmıştır. Moyen-Çur Kağan’ın Uygurlar arasında şehirleşme eğilimleri de başlamıştır. Öte yandan Moyen-Çur Kağan, Çin’de çıkan bir isyanın bastırılmasına yardım etmiştir. Bu yardım sonunda yapılan anlaşma ile Uygur tüccarlarına Çin kapıları da açılmış oldu. Moyen-Çur Kağan’ın ölümünden sonra 757 yılında yerine oğlu Bögü, kağan oldu. Onun zamanında Çin’de baş gösteren isyanların bastırılması sebebiyle sık sık Çin’e girilmiştir.
    Bögü Kağan’ın döneminde Manihaizm dini kabul edilmiştir. Bögü Kağan, bu dinin öncülüğünü de üstlenmiştir. Bir tüccar ve şehirli dini olan Mani dininin kabulünün,
Uygurların savaşçı ruhlarını gevşetmekle beraber, ilim, sanat ve edebiyatta ilerlemelerine
katkısı olmuştur. Bögü Kağan Çin’in zayıf bir anında Çin’i ele geçirmek istedi. Ancak veziri Baga Tarkan, Kağan’ın bu girişimine karşı çıktı. Daha sonra yönetimi ele geçirerek Alp Kutluk Bilge Kağan unvanıyla tahta geçti. Bu olay Uygur Devleti’ni oluşturan kabileler arasında huzursuzluklara neden oldu. 840 yılında, Uygurların kuzeybatı kısımlarında yaşayan Kırgızlar, Uygur başkentine baskın düzenleyerek bu devlete son verdiler. Baskından kurtulan Uygurlar,
Asya’nın çeşitli bölgelerine dağılmak zorunda kaldılar.
Turfan Uygurları
Kırgız baskınından kaçan Uygur boylarının önemli bir kısmı Doğu Türkistan’a yerleşmişlerdir. Tarım ve ticaret merkezleri olan Türkistan’ın büyük şehirleri, Uygurların denetimi altına girmişti. Bu nedenle Uygur devletinin yıkılmasından sonra, Turfan dolaylarına kaçan Uygurlar için, bu bölge güvenilir bir yer olmuştur. Kısa bir süre sonra, varlıklarını komşularına kabul ettiren Uygurlar, 856 yılında yeni devletlerini kurmuşlardır. Kağanlık merkezi olarak Turfan şehrini seçtikleri için, kendilerine Turfan Uygurları denilmiştir. Ayrıca yazlık başkentleri olarak Beş-balıg şehrini kullandıkları için, kaynaklarda Beş-balıg Uygurları adı da kullanılmıştır. Turfan Uygurları Mani dinine inanıyorlardı. Bu dini, siyasî amaçları için de kullanan Uygurlar, dinlerini koruma gerekçesiyle Çin üzerinde baskı kurmuşlardır. Kültür ve medeniyet bakımından büyük gelişmeler gösteren Uygurlar, Çin’in kuzeyinde Hıtay Devleti’nin kuruluşunda, gerekse Cengiz Han Devleti’nin gelişmesinde, bilgi ve deneyimlerinin çok büyük etkisi olmuştur. Uygurlara devlet örgütlenmesinde çok önemli görevler veren Moğollar, Uygur yazısını da kullanmışlardır. Uygurlar, Moğolların Türkleşmesinde de önemli rol oynamışlardır.
Sarı Uygurlar
840 yılındaki Kırgız baskınından sonra, dört bir yana dağılan Uygurların bir kısmı da Çin ile Doğu Türkistan arasındaki Kansu bölgesine yerleştiler. Önemli bir ticaret merkezi olan bu bölge, meşhur İpek Yolu üzerinde idi. Bu bölgede yerleşen Uygurlar, büyük bir şehir olan Kansu’da yeni bir devlet kurmuşlardır. Sonradan, Sarı Uygurlar adı ile anılacak olan bu Uygurlar, Türk dili ve kültürünü uzun yıllar yaşatmışlardır. Uygur Türklerinin torunlarına bugün bile rastlamak mümkündür. Budizm’i kabul etmiş olan Sarı Uygurlar, ticaret ve medeniyet bakımından çok
gelişmişlerdir. Budistlerin en kıymetli eserlerinin bulunduğu Bin Buda Mağaraları, Sarı Uygurların yaşadığı bölgededir. Daha sonraki yıllarda İslamiyeti seçen Türk-İslam medeniyetine önemli katkılar sağlayan Uygur Türkleri, bugün de varlıklarını aynı adla devam ettirmektedirler. Bugün sayıları 20 milyonu aşan bu Türk toplulukları, Çin Halk Cumhuriyeti, Sincan Özerk Uygur Bölgesi’nde, Çin’in egemenliği altında yaşamaktadırlar.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı