Asya Hunları

29 Kasım 2012 Perşembe

Asya Hunları

Asya Hun Devleti
Orta Asya’da kurulan ve tarihi bilinen ilk Türk Devleti Asya (Büyük) Hun Devleti’dir. Çin kaynaklarında Hunlarla ilgili bilgiler MÖ 4. yüzyılda artış göstermektedir. Bu tarihlerde Hunlar, Ötüken merkez olmak üzere Orhun Bölgesi ve Altay Dağları civarında yaşıyorlardı.
MÖ 3. yüzyılın ikinci yarısına doğru Hunların Çin üzerindeki baskıları iyice artırmıştır. Çinliler, kuzeyden gelen saldırılara karşı, çok eski devirlerden itibaren kuzey sınırı boyunca savunma duvarları yapmaya başlamışlardı. Nihayet artan Hun saldırılarına karşı, sınırdaki bu duvarların birleştirilmesi MÖ 214 yılında tamamlanmış ve meşhur Çin Seddi ortaya çıkmıştır. Hunların bilinen ilk hükümdarı, fianyü unvanını taşıyan, Tuman (Teoman)’dır. Hunlar, Tuman zamanında güçlü bir siyasal birlik oluşturmuşlardır. Tuman’ın oğlu Mete babası ile giriştiği siyasal mücadele sonucu Hun tahtına geçmiştir (MÖ 209). Böylece MÖ 209 yılında Hunların en parlak devri olan
Mete devri de başlamıştır. Devleti yeniden teşkilatlandıran Mete, doğudaki Moğol- Tunguz kabileleri ile İpek Yolu’na egemen olan Yüeçilerle savaştı. Yüeçileri daha batıya sürdü. Daha sonra Çin topraklarına giren Mete, Çin ordusunu, Turan taktiği ile çember içine aldı. İmparator, ancak Hunların bütün şartlarını kabul ederek kendisini ve ordusunu kurtarabildi. Yapılan anlaşmaya göre Çin İmparatoru, Hunların yaşadığı bütün toprakları Hun devletine bırakmayı, yıllık vergi yanında yiyecek ve ipek vermeyi de kabul etmiştir.
Asya’da Türk egemenliğini pekiştiren Mete, Issıkgöl etrafında oturan Vusunları egemenliği altına aldı. Devletin sınırları, doğuda Mançurya’dan batıda Hazar Denizi’ne, kuzeyde Sibirya’nın içlerinden güneyde Çin Seddi ve Tibet’e kadar genişledi. Mete bu sınırlar içinde yaşayan bütün konargöçer kavimleri bir bayrak altında toplamış ve MÖ 177’de Çin hükümdarına yazdığı mektupta “Eli ok ve yay tutan herkes Hun oldu.” diyerek millet olma bilincine güzel bir örnek vermiştir. Mete, MÖ 174’te ölünce yerine oğlu Kiyük geçti. Kiyük, Tanrı Dağları civarını ellerinde tutan Yüeçileri, yenilgiye uğratmıştır. Mete’nin Çin ile yaptığı anlaşma, Kiyük döneminde de devam etmiş ancak MÖ 166 yılında Çin’e bir sefer düzenlemiştir. Çin, politikasını değiştirerek, Hunlara üstünlük sağlamak için büyük reformlara girişmiş ve ordusunu Hunları örnek alarak yeniden düzenlemiştir. Ayrıca Hun siyasal birliğini içten parçalamak maksadıyla iç çekişmeleri desteklemiş ve bazı kavimleri kışkırtmıştır. Bu çalışmaları sonucu Çin, bölgedeki kontrolü ele geçirmiştir. İpek Yolu’nun kontrolünün Çinlilerin eline geçmesi Hunlar için tam bir yıkım olmuş,
ekonomik ve siyasi olumsuzluklar Hunları iyice zayışatmıştır. Bu sırada MÖ 58 yılında tahta çıkan Ho-han Ye sorunları çözmek için Çin’e bağlanılması fikrini savunmuş, kardeşi Çi-çi de ona karşı çıkmış ve Hunlar ikiye bölünmüşlerdir. Mete Han’ın kahramanlıkları Oğuz Kağan Destanı’nda
anlatılmaktadır. 
Ormanlar demir silah olsun,
aslan su yerinde yürüsün,
daha bol, daha zengin,
gökyüzünde güneş bayrak olsun.
(Oğuz Kağan Destanı’ndan alınmıştır.)
Ho-han-Ye yönetimindeki Hunlar Çin himayesini kabul ettiler. Çin’e bağlanmayı kabul etmeyen Çi-çi ise kendine bağlı boylarla batıya çekildi (MÖ 54 ). Çu-Talas ırmakları boylarında bağımsızlığını ilan etti. Çi-çi’nin kurduğu Batı Hun Devlet uzun ömürlü olamadı. Çi-çi, Talas ırmağı boylarında kurduğu şehirde kalabalık Çin ordularının saldırısına uğradı. Bu saldırı sonucu Hun devleti yıkıldı. Hunların bir bölümü MS 216 yılına kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı