Asya Hunları
Asya Hun Devleti |
MÖ
3. yüzyılın ikinci yarısına doğru Hunların Çin üzerindeki baskıları iyice artırmıştır.
Çinliler, kuzeyden gelen saldırılara karşı, çok eski devirlerden itibaren kuzey
sınırı boyunca savunma duvarları yapmaya başlamışlardı. Nihayet artan Hun saldırılarına
karşı, sınırdaki bu duvarların birleştirilmesi MÖ 214 yılında tamamlanmış ve
meşhur Çin Seddi ortaya çıkmıştır. Hunların bilinen ilk hükümdarı, fianyü unvanını taşıyan,
Tuman (Teoman)’dır. Hunlar, Tuman zamanında güçlü bir siyasal birlik oluşturmuşlardır.
Tuman’ın oğlu Mete babası ile giriştiği siyasal mücadele sonucu Hun tahtına
geçmiştir (MÖ 209). Böylece MÖ 209 yılında Hunların en parlak devri olan
Mete
devri de başlamıştır. Devleti yeniden teşkilatlandıran Mete, doğudaki Moğol- Tunguz
kabileleri ile İpek Yolu’na egemen olan Yüeçilerle savaştı. Yüeçileri daha batıya
sürdü. Daha sonra Çin topraklarına giren Mete, Çin ordusunu, Turan taktiği ile çember
içine aldı. İmparator, ancak Hunların bütün şartlarını kabul ederek kendisini
ve ordusunu
kurtarabildi. Yapılan anlaşmaya göre Çin İmparatoru, Hunların yaşadığı bütün
toprakları Hun devletine bırakmayı, yıllık vergi yanında yiyecek ve ipek
vermeyi de kabul
etmiştir.
Asya’da
Türk egemenliğini pekiştiren Mete, Issıkgöl etrafında oturan Vusunları egemenliği
altına aldı. Devletin sınırları, doğuda Mançurya’dan batıda Hazar Denizi’ne,
kuzeyde Sibirya’nın içlerinden güneyde Çin Seddi ve Tibet’e kadar genişledi. Mete
bu sınırlar içinde yaşayan bütün konargöçer kavimleri bir bayrak altında toplamış ve MÖ 177’de Çin hükümdarına yazdığı mektupta “Eli ok ve yay tutan herkes Hun oldu.” diyerek millet olma bilincine güzel bir örnek vermiştir. Mete, MÖ 174’te ölünce yerine oğlu Kiyük geçti. Kiyük, Tanrı
Dağları civarını ellerinde
tutan Yüeçileri, yenilgiye uğratmıştır. Mete’nin Çin ile yaptığı anlaşma, Kiyük
döneminde de devam etmiş ancak MÖ 166 yılında Çin’e bir sefer düzenlemiştir. Çin,
politikasını değiştirerek, Hunlara üstünlük sağlamak için büyük reformlara girişmiş ve
ordusunu Hunları örnek alarak yeniden düzenlemiştir. Ayrıca Hun siyasal birliğini
içten parçalamak maksadıyla iç çekişmeleri desteklemiş ve bazı kavimleri kışkırtmıştır.
Bu çalışmaları sonucu Çin, bölgedeki kontrolü ele geçirmiştir. İpek Yolu’nun
kontrolünün Çinlilerin eline geçmesi Hunlar için tam bir yıkım olmuş,
ekonomik
ve siyasi olumsuzluklar Hunları iyice zayışatmıştır. Bu sırada MÖ 58 yılında tahta
çıkan Ho-han Ye sorunları çözmek için Çin’e bağlanılması fikrini savunmuş, kardeşi Çi-çi
de ona karşı çıkmış ve Hunlar ikiye bölünmüşlerdir. Mete
Han’ın kahramanlıkları Oğuz Kağan Destanı’nda
anlatılmaktadır.
Ormanlar
demir silah olsun,
aslan
su yerinde yürüsün,
daha
bol, daha zengin,
gökyüzünde
güneş bayrak olsun.
(Oğuz Kağan
Destanı’ndan alınmıştır.)
Ho-han-Ye
yönetimindeki Hunlar Çin himayesini kabul ettiler. Çin’e bağlanmayı kabul
etmeyen Çi-çi ise kendine bağlı boylarla batıya çekildi (MÖ 54 ). Çu-Talas ırmakları
boylarında bağımsızlığını ilan etti. Çi-çi’nin kurduğu Batı Hun Devlet uzun ömürlü
olamadı. Çi-çi, Talas ırmağı boylarında kurduğu şehirde kalabalık Çin ordularının saldırısına
uğradı. Bu saldırı sonucu Hun devleti yıkıldı. Hunların bir bölümü MS 216 yılına
kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
0 yorum:
Yorum Gönder