Göç Destanı kime aittir?
Uygurların
vatanında “Hulin” isimli bir dağ vardı. Hulin Dağı’ndan Tuğla ve Selenge
isimli iki ırmak akardı. Bir gece oradaki bir ağacın üzerine gök yüzünden ilâhi bir
ışık indi. İki ırmak arasında yaşayan halk bunu dikkkatle izlediler. Daha sonra ağacın
gövdesinde şişkinlik oluştu, ilâhi ışık dokuz ay on gün şişkinlik üzerinde
durdu. Ağacın
gövdesi yarıldı ve içinden beş çocuk göründü. Bu ülkenin halkı bu çocukları büyüttü.
En küçükleri olan Buğu Han büyüyünce hükümdar oldu. Ülke zengin, halk mutlu
oldu.
Aradan
uzun zaman geçti. Yulug Tigin isimli bir prens hakan oldu. Yulug Tigin, Çinlilerle
çok savaştı. Bu savaşlara son vermek için oğlu Gali Tigini bir Çin prensesi ile
evlendirmeğe karar verdi. Çinliler, prensese karşılık hükümdardan Tanrı Dağı’nın eteğindeki
Kutlu Dağ adını taşıyan kayayı istediler. Gali Tigin kayayı verdi. Çinliler kayayı
götürmek için kayanın etrafında ateş yaktılar, kaya kızınca üzerine sirke döktüler. Ufak
parçalara ayrılan kayayı arabalara koyarak Çin’e taşıdılar. Memleketteki bütün kuşlar,
hayvanlar kendi dilleriyle bu kayanın gidişine ağladılar. Bundan yedi gün sonra da
Gali Tigin öldü. Kıtlık ve kuraklık oldu. Yurtlarını bırakarak göç etmek
zorunda kaldılar.
0 yorum:
Yorum Gönder