Avrupa Hunları

29 Kasım 2012 Perşembe

Avrupa Hunları, Batı Hun Devleti

Avrupa Batı Hun Devleti
   Büyük Hun Devleti’nin dağılmasından sonra batı yönüne hareket eden Hunlar başlarında Balamir olduğu hâlde önce Don-Dinyeper nehirleri arasında yaşayan Ostrogotları ağır bir yenilgiye uğrattılar (374). Hunlar ileri hareketlerine devam ederek, daha batıda yer alan Vizigotları harekete geçirdiler. Hunların harekete geçirdiği alan, Slav ve Germen asıllı çeşitli kavimlerin birbirlerini yerlerinden atarak Kavimler Göçü’nün başlamasına neden oldular (375).
   Yüzyıl kadar devam eden Kavimler Göçü, Avrupa ve dünya tarihi açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu göçler neticesinde Roma İmparatorluğu, 395 yılında Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye ayrılmış, 476’da ise Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır. Kavimler Göçü’nün başlangıcı Orta Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde Avrupa’da “feodal” sistem güçlenmiş, merkezi imparatorlukların yerini almış, bugünkü Avrupa’nın siyasi ve etnik yapısı şekillenmiştir. Hunların gelmesiyle Avrupa’da atlı birlikler önem kazanmış, süvari silah ve kıyafetleri Hunlardan esinlenmiştir.
   Hunlar, kısa bir süre sonra Karadeniz’in kuzeyindeki Tuna ve Tisa nehirleri arasındaki verimli ve stratejik bölgeleri ele geçirmişlerdir. Hunlar, Avrupa’nın içlerine kadar akınlar yapmış olmalarına rağmen bu bölgeyi, uzun yıllar devletlerinin ağırlık merkezi olarak korumuşlardır. MS 400 başlarında Hunların Balamir’in oğlu Uldız (Yıldız)’ın yönetiminde Tuna Nehri dolaylarına gelmeleriyle Kavimler Göçü’nün ikinci büyük dalgası başlamış oldu.
   Uldız (Yıldız) döneminde Attila’nın son zamanlarına kadar takip edilecek olan Hun dış politikasının esasları da belirlenmiştir. Buna göre; Doğu Roma (Bizans) baskı altında tutulacak, Batı Roma ile iyi ilişkiler devam ettirilecektir. Uldız’ın uyguladığı baskı sonucu Bizans, barış istemek zorunda kalmıştır. Ülkeyi Karaton ile birlikte yöneten Uldız 410 yılında ölmüştür. Onun ölümünden sonra Karaton ülkeyi 422 yılına kadar tek başına yönetmiştir. Bu tarihten sonra ise Oktar, Muncuk, Rua ve Aybars ülkeyi birlikte yönetmişlerdir. Attila’nın babası olan Muncuk
erken öldüğü için Rua merkezde bulunurken, diğer iki kardeşi de doğu ve batı bölgelerini
yönetiyorlardı. Doğduğu yer olan İtil (Volga)’den adını alan Attila, 39-40 yaşlarında amcası Rua’nın 434’te ölümü üzerine Hun tahtına geçmiştir. Başlangıçta kardeşi Bleda ile Hun tahtını paylaşan Attila, 445’te kardeşinin ölümü üzerine tek başına hükümdar olmuştur. Bizans’ın daha önce imzalanan barış şartlarına uymaması üzerine Hun orduları Trakya’da ileri harekâtlarına devam ettiler. Bizans başkentini kuşatmak üzere Büyük Çekmece’ye kadar ilerlediler. Bizans’ın barış isteği şartları ağır olan bir antlaşma ile kabul edildi (447).
   Bu dönemde Batı Roma’ya karşı izlenen Hun dış politikasında bir değişiklik gerçekleşmiştir. Galya (bugünkü Fransa) üzerine yürüyen Attila, Roma ordusu ile tarihin en büyük meydan savaşlarından birini yapmıştır (451). Attila bu savaştan istediği sonucu alamadığı için bir yıl sonra tekrar Roma üzerine yürümüştür (452). Ancak Attila’yı Roma ordusu yerine Papa Büyük Leon idaresindeki Roma elçilik heyeti karşılamıştır. Papanın ricaları üzerine Po ovasından geri dönen Attila, 453 yılında ölmüştür. Attila’nın ölümünden sonra, Hunların egemenliği altında yaşayan yabancı kavimler ayaklanmışlardır. Attila’nın oğulları arasında çıkan taht kavgalarıyla zayışayan devlet de kısa bir süre sonra parçalanmıştır. Hunların bir kısmı Karadeniz’in kuzeyine
sığınmışlar, bir kısmı ise yabancı kavimlere karışmışlardır.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı