Şeyh Sait isyanı nasıl olmuştur? Şeyh Sait isyanı ne zaman olmuştur? Takrir-i Sükûn Kanunu neden çıkarılmıştır? Takrir-i Sükûn Kanunu ne zaman çıkarılmıştır?
bastırılacak
bir olay olarak değerlendirmiştir. Ancak isyanın hızla yayılması; Diyarbakır,
Elazığ ve Genç vilayetlerini içine alması ve genişlemeye başlaması nedeniyle hükûmet bir ay süre ile
bölgede sıkıyönetim ilan etmiştir.
Şeyh
Sait isyanı yeni kurulan laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne ve inkılaplara
karşı çıkarılan bir isyandı. Şeyh Sait olayının ayrıca İngilizlerle de ilgisi vardı.
Lozan’da çözümlenemeyen Musul sorunuyla ilgili 1924 yılında İstanbul’da toplanan
konferansın sonuç vermemesi üzerine konunun Milletler Cemiyetine götürülmesi
gerekiyordu. İngiltere bir taraftan Musul halkının Türkiye ile birleşmek isteğini
önlerken, diğer taraftan da Türkiye dâhilinde isyan ve kargaşalık çıkararak Türkiye’nin
siyasal istikrarını sarsmaya çalışıyordu. İsyanı bastıramayan Ali Fethi Bey (Okyar)
başbakanlık görevinden ayrılmış, yeni hükûmeti İsmet Paşa kurmuştu. Yeni hükûmetin
ilk işi, isyan karşısında hükûmete yetki veren Takrir-i Sükûn Kanunu ve biri
Ankara’da
diğeri isyan bölgesinde olmak üzere iki İstiklal Mahkemesi kurulması hakkındaki kanunu TBMM’den çıkarmak olmuştur.
Takrir-i
Sükûn Kanunu, Şeyh Sait isyanı ve Cumhuriyet’e yönelen diğer tehditleri ortadan
kaldırmak amacıyla 4 Mart 1925 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılan planlı askerî
harekât sonucunda isyancılar yenilmiş ve elebaşları yakalanmıştır. Suçluların İstiklal
Mahkemesinde yapılan yargıları esnasında, asilerin sözde dini ve şeriatı
kurtarmak perdesi
arkasında, memleketi parçalamayı amaçladıkları belirlenmiştir. Sonuç olarak Şeyh
Sait ve diğer bütün elebaşılar hak ettikleri cezaları almışlardır. Diyarbakır’da
bulunan İstiklal Mahkemesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kendi
bölgesi içinde bulunan bütün şubelerinin kapatılmasına karar vermiş, Ankara’daki
İstiklal
Mahkemesi de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adına yapılan propagandalarda dinin
ve dince mukaddes olan şeylerin, siyasal amaçlara alet edildiğini belirleyerek
bu fırkanın durum ve çalışma tarzı hakkında
hükûmetin dikkatini çekmiştir.
Diyarbakır
ve Ankara İstiklal Mahkemelerinin kararlarını dikkate alan Cumhuriyet hükûmeti,
Takrir-i Sükûn Kanunu’na dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bütün şube ve merkezlerinin kapatılmasına
3 Haziran 1925 tarihinde karar vermiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder