Büyük Taarruz

19 Aralık 2012 Çarşamba

Büyük Taarruz ne zaman yapıldı? Büyük Taarruzun sonucu, Büyük Taarruzun önemi

Büyük Taarruz (26 Ağustos-30 Ağustos 1922)
Sakarya Savaşı’ndan sonra kamuoyunda ve TBMM’de taarruz için sabırsızlık başlamıştı. Ancak düşmanı yurttan atabilmek ve kesin darbeyi vurmak için iyi hazırlanmak gerekiyordu. Bunu çok iyi bilen ve kavrayan Mustafa Kemal ordunun hazır olması için taarruzu erteledi. İlgililere de gereken açıklamaları yaptı.
“Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür.” diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi gidermeye çalışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu. Mustafa Kemal Paşa, ordu birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir’e davet etti. Böylece Yunanlıların ve işgal devletlerinin dikkatleri çekilmeyecekti. Gerekli görüşme ve çalışmaları tamamlayan Mustafa Kemal 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini verdi.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa(Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) bulunuyordu. Büyük Taarruz topçuların saat 5:30’daki ateşi ile başladı. 26 Ağustos günü Türk ordusunun taarruzu, Genelkurmay Başkanlığınca TBMM’ye bildirildi. Bu haber Meclisi coşturdu ve heyecanlı gösterilere vesile oldu. 27 Ağustos Pazar sabahı gün ağarırken, Türk ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. Bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insanüstü çabalarla gerçekleştirildi.
27 Ağustos’ta Afyon, 8. Tümen tarafından kurtarıldı. Afyon kurtuluşun şanlı müjdecisi olmuştu. Başkomutanlık karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı karargâhı Afyon’a taşındı.
Türk ordusu çok hızlı hareket etmişti. Yunan ordusu geri çekilmekte bile sıkıntı çekmeye başlamıştı. 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. Büyük Taarruz’un son safhası tarihimize BaşkomutanMeydan Muharebesi olarak geçmiştir.
Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda (30 Ağustos 1922) düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Dumlupınar’da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta yok edilmiş veya esir edilmişti. Böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanmıştı. 30 Ağustos 1922’nin gurur verici zaferi ile Mustafa Kemal, kaçabilen düşmanın takip edilmesini ve üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini uygun buldu. Tarihî “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emrini 1 Eylül 1922’de verdi. Yunanlılar, İzmir’e doğru kaçmaktaydı. Başta Yunan ordusu Başkomutanı Trikopis olmak üzere çok sayıda Yunan askeri esir alınmıştı.
Ordumuz 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e girdi ve Kadife Kale’ye bayrağımızı çekti. İzmir’de askerlerimiz coşku içinde karşılandılar ve çiçek yağmuruna tutuldular. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir’in kurtuluşunu Belkahve’den seyretti.
Bu zafer:
- Türk milletinin kendine güven duygusunu yükseltmiştir.
- Misakımillî büyük ölçüde gerçekleştirilmiş, düşmanlar topraklarımızdan atılmıştır.
- Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.
Büyük Türk zaferi karşısında endişeye düşen ve o anda da İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri, savaşı durdurmak için çaba harcamaya başladılar. 18 Eylül 1922’de bütün Batı Anadolu’yu Yunanlılardan kurtaran Türk ordusu İngiliz işgalinde bulunan Marmara Bölgesi’ne yönelmişti. Yeni bir savaşı göze alamayan İtilaf Devletleri ateşkes teklifinde bulundular. Yoğun görüşmeler sonucu 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Anlaşması’yla, Edirne dahil Trakya, Marmara Bölgesi ve İstanbul savaş yapılmadan kurtarılmış oldu.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı