Büyük Taarruz ne zaman yapıldı? Büyük Taarruzun sonucu, Büyük Taarruzun önemi
Sakarya
Savaşı’ndan sonra kamuoyunda ve TBMM’de taarruz için sabırsızlık başlamıştı.
Ancak düşmanı yurttan atabilmek ve kesin darbeyi vurmak için iyi hazırlanmak gerekiyordu.
Bunu çok iyi bilen ve kavrayan Mustafa Kemal ordunun hazır olması için taarruzu
erteledi. İlgililere de gereken açıklamaları yaptı.
“Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz.
Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. Yarım
hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha
kötüdür.” diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi gidermeye çalışırken, diğer taraftan
da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu. Mustafa Kemal Paşa, ordu
birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını
Akşehir’e davet etti. Böylece Yunanlıların ve işgal devletlerinin dikkatleri
çekilmeyecekti. Gerekli görüşme ve çalışmaları tamamlayan Mustafa Kemal 26 Ağustos 1922 Cumartesi
sabahı düşmana taarruz emrini verdi.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın yanında Genelkurmay Başkanı
Fevzi Paşa(Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) bulunuyordu.
Büyük Taarruz topçuların saat 5:30’daki ateşi ile başladı. 26
Ağustos günü Türk ordusunun taarruzu, Genelkurmay Başkanlığınca TBMM’ye bildirildi.
Bu haber Meclisi coşturdu ve heyecanlı gösterilere vesile oldu. 27 Ağustos Pazar
sabahı gün ağarırken, Türk ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. Bu taarruzlar
çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insanüstü çabalarla gerçekleştirildi.
27
Ağustos’ta Afyon, 8. Tümen tarafından kurtarıldı. Afyon kurtuluşun şanlı müjdecisi
olmuştu. Başkomutanlık karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı karargâhı Afyon’a
taşındı.
Türk
ordusu çok hızlı hareket etmişti. Yunan ordusu geri çekilmekte bile sıkıntı çekmeye
başlamıştı. 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı Türk ordusunun kesin
zaferi ile sonuçlandı. Büyük Taarruz’un son safhası tarihimize BaşkomutanMeydan Muharebesi
olarak geçmiştir.
Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda (30 Ağustos 1922) düşman
ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Dumlupınar’da Gazi Mustafa
Kemal Paşa’nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta yok edilmiş veya esir
edilmişti. Böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan
plan tam başarı ile uygulanmıştı. 30 Ağustos 1922’nin gurur verici zaferi ile Mustafa
Kemal, kaçabilen düşmanın takip edilmesini ve üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini
uygun buldu. Tarihî “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emrini 1 Eylül 1922’de verdi. Yunanlılar, İzmir’e doğru kaçmaktaydı. Başta Yunan ordusu Başkomutanı Trikopis
olmak üzere çok sayıda Yunan askeri esir alınmıştı.
Ordumuz 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e girdi ve Kadife Kale’ye bayrağımızı
çekti. İzmir’de askerlerimiz coşku içinde karşılandılar ve çiçek yağmuruna
tutuldular. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir’in kurtuluşunu Belkahve’den seyretti.
Bu zafer:
- Türk milletinin kendine güven duygusunu yükseltmiştir.
- Misakımillî büyük ölçüde gerçekleştirilmiş, düşmanlar
topraklarımızdan atılmıştır.
- Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun
sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.
Büyük
Türk zaferi karşısında endişeye düşen ve o anda da İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını
işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri, savaşı durdurmak için çaba harcamaya
başladılar. 18 Eylül 1922’de bütün Batı Anadolu’yu Yunanlılardan kurtaran Türk
ordusu İngiliz işgalinde bulunan Marmara Bölgesi’ne yönelmişti. Yeni bir savaşı göze
alamayan İtilaf Devletleri ateşkes teklifinde bulundular. Yoğun görüşmeler
sonucu 11
Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Anlaşması’yla, Edirne dahil Trakya, Marmara
Bölgesi ve İstanbul savaş yapılmadan kurtarılmış oldu.
0 yorum:
Yorum Gönder