İkinci 2. Dünya Savaşının sonucu
tanımadığını
ilan etti. Kendisi gibi yayılmacı bir politika takip eden İtalya ve Japonya ile
ittifak yaptı.
İkinci
Dünya Savaşı Almanların 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal etmesi ile başladı.
Bu işgal hareketlerinin sonunda Avrupa’nın büyük bölümü Almanların eline geçti.
1941’de Sovyetler Birliği Alman orduları tarafından istila edildi, Japonlar Amerika
Birleşik Devletleri’ne saldırdı. Bu çatışmalar, savaşın dünya savaşına dönüşmesine
yol açtı. Bu topyekûn bir savaştı ve bu savaş Mihver ve Müttefik devletlerini karşı
karşıya getirdi.
Mihver
Devletler: Almanya’nın İtalya ve Japonya ile oluşturduğu birlik.
Müttefik
Devletler: İngiltere, Fransa, SSCB ve ABD tarafından Mihver Devletlere karşı
oluşturulan birlik.
Mihver
Devletler, savaşın başında büyük zafer kazandılar. 1942 yılı sonunda Avrupa’nın
büyük bölümü Alman egemenliği altına girdi. Aynı tarihte Japonya’nın hükmettiği
topraklar daha da genişledi.
1942
yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girmesi çatışmaları doğuya ve Büyük
Okyanus’a yaydı. Böylece savaş, bir dünya savaşına dönüştü. 1943 yılında Müttefik
Devletlerin iş birliği sonucunda Mihver güçleri tüm cephelerde durduruldu. Bu
durum savaşın dönüm noktasını oluşturdu. 1943 yılında İtalya, 1945’de ise
Almanya, yenilgiyi
kabul etti. ABD’nin 1945’in Ağustos ayında Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki
kentlerine atom bombası atması üzerine Japonya da teslim olmak zorunda kaldı.
Böylece İkinci Dünya Savaşı sona ermiş oldu. Bu savaş sırasında milyonlarca sivil
ve asker hayatını kaybetti. Şehirler yerle bir oldu. Almanya ve Japonya’nın sömürge
yönetimleri son buldu. Demokratik olmayan yönetim sistemlerinin dünyaya getirdiği
felaketler görüldü ve demokratik yönetimlerin yaygınlaşması için çabalar arttırıldı. İkinci
Dünya Savaşı çıktığında Türkiye Atatürk’ün yurtta barış, dünyada barış ilkesi
doğrultusunda
tarafsız kalmaya özen gösterdi. Fakat Mihver ve Müttefik devletlerin savaşa
katılması yönündeki baskıları nedeniyle zorluklarla karşılaştı. Almanya, Türkiye’nin
en çok ihracat yaptığı ülkeydi. Fransa ve İngiltere, Türkiye ile askerî bir ittifak
istemekle birlikte, Türkiye’nin şart koştuğu para ve savaş malzemesini sağlamak konusunda
zorlanıyorlardı. Türkiye ise ordusunun savaşa hazır olmadığını öne sürerek kendisi
bir saldırıya uğramadıkça savaş dışında kalmak istiyordu.
Türkiye’nin
savaşa girmesi yönündeki baskılar, 1943 başlarında artmaya başladı. Müttefik
Devletler, Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerini kesmesini ve kendi yanlarında savaşa
katılmasını istediler. Türkiye ise mümkün olduğunca savaşın dışında kalabilmek için
büyük bir çaba harcadı. Savaşın Müttefiklerce kazanılmasının belli olduğu bir dönemde
de siyasi yönden yalnız kalmak istemeyen Türkiye, önce Mihver Devletler ile ilişkilerini
kesti, 1945 yılında da Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etti. Ancak fiilen savaşmadı.
Türkiye’nin bu tutumu, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Birleşmiş Milletlere
kurucu üye olma şansını verdi.
Türkiye
yaklaşık altı yıl süren İkinci Dünya Savaşı nedeniyle çok zor duruma düştü.
Bu savaştan hem uzak kalmaya çaba harcadı, hem de artan ekonomik sorunlarına çözüm
aramak zorunda kaldı. Savaş yıllarında sanayi üretimi azaldı, tarım ürünleri fiyatları
arttı. Bozulan ekonomiyi düzeltmek için varlık vergisi gibi ekonomik önlemler alındı.
Bu yıllarda güvenlik nedeniyle karartma uygulamaları yapıldı. Kamu güvenliğ i
ve sağlığını korumak için bazı bölgelerde belli bir saatten sonra sokağa çıkma yasağı
uygulandı, salgın hastalıklara karşı karantina tedbirleri alındı.
0 yorum:
Yorum Gönder