Atomun Tarihçesi
Bilim
adamları varlığını bildikleri ama göremedikleri atom hakkında dolaylı yollardan
bilgi sahibi olmaya çalışmışlardır. Bu dolaylı bilgilere birtakım deneyler yaparak
ulaşmışlardır. Bu çalışmalar sonucunda elde edilen bilgileri açıklamak için çeşitli
bilimsel modeller ileri sürmüşlerdir. Her yeni model bilimin geliştirilmesine katkı
sağlamıştır. Modeller, yeni deneylerin sonuçlarını açıklamada yetersiz kaldığı durumlarda
geliştirilir veya yeni modeller ortaya konulur. Bilimsel modeller gerçeğin kendisi
değildir, ancak gerçeği anlamamıza yardım eder. Bilim adamlarının geçmişten günümüze
kadar geliştirdikleri atom modelleri şöyledir.
M.Ö
400’lü yıllarda Democritus (Demokritus), maddenin küçük parçalara bölünmesi işleminin
sonsuza kadar sürdürülemeyeceğini, maddenin bölünemeyen çok küçük taneciğinin
olması gerektiğini söylemiş ve bu taneciğe bölünemeyen anlamında atom ismini
vermiştir.
Democritus’tan
sonra 19.yüzyılın başlarında John Dalton (Can Dalton), atom konusunda ilk
bilimsel yaklaşımı gerçekleştirdi.
Dalton’a göre atomlar, içleri dolu ve
parçalanamayan berk
kürelere benzemektedir.
1897
yılında Joseph John Thomson (Jozef Con Tamsın), atomun daha küçük parçacıklardan
oluştuğunu buldu. Atomu üzümlü keke benzettiği bir modelle açıkladı.
Bu
modeldeki keki pozitif yüklere, üzümleri ise negatif yüklere benzetti. Bu
sayede atomun
parçalanamadığı fikrini çürüttü.
Atomun
yapısının açıklanması hakkında, önemli katkıda bulunanlardan biriside Ernest
Rutherford’ (Ernes Radırfort)’tur.
Thomson atom modelinde protonların ve elektronların
rastgele mi yoksa belli bir düzene göre mi durduklarını araştırmak için deneyler
yaptı ve deneylerinin sonucunda pozitif yüklere proton, pozitif yükün bulunduğu kısma
ise, çekirdek adını verdi. Elektronların ise çekirdeğin çevresinde gezegenlerin Güneş
çevresinde dolandığı gibi döndüklerini söyledi. Bunun sebebi olarak da
çekirdekle elektronlar
arasında çekim kuvveti olduğunu ve elektronların çekirdeğe düşmemeleri için
tek çare çekirdeğin çevresinde dönmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Geliştirdiği
bu atom
modeliyle Nobel kimya ödülünü kazanmıştır.
Niels
Bohr (Nil Bor)’da elektronların çekirdeğin çevresinde rastgele dönmediğini, çekirdeğe
belirli uzaklıklardaki katmanlarda döndüğünü ifade etmiştir. Bu açıklama sıyla
Nobel fizik ödülü kazanmıştır.
Eski
atom modelleri günümüzde geçerliliğini yitirmiştir ama bu modeller olmasaydı
bugün atom hakkında sahip olduğumuz bilgiye ulaşamazdık. Bohr atom modelinden
sonra günümüzde geçerli olan Modern Atom Teorisi’ne göre yeni bir atom modeli
geliştirilmiştir. Bohr atom modelinde elektron ile ilgili bazı olgular daha
somut açıklandığı
için günümüzde hâlen kullanılmaya devam edilmektedir. Modern atom teorisine dayalı
olarak geliştirilen atom modeli bugün atom ile ilgili problemlerimizi çözmede yeterli
olmasına rağmen belki gelecekte yeni atom modelleri karşımıza çıkabilir.
2 yorum:
Çok güzel olmuş fakat Madame Curie ve Bekerel niye yok ama çok ellerinize sağlık inşallah Madame Curie ve Bekerel' i de eklersniz..:)
Bu yazdıklarınız 6. sınıf konusu değil mi etiket olarak 7. sınıf yazıyor...:)
Yorum Gönder