18 Mart Oratoryosu, 18 Mart Çanakkale Zaferi Oratoryosu, 18 Mart
Oratoryosu indir. derleme bir oratoryo. İlkokul düzeyi için ideal.
18
MART ORATORYOSU
Ateş
çevresinde uçuşan pervaneler gibiydiler,
Uğradılar
ceylanlar gibi yağlı kurşunlara.
Sivaslı,
Malatyalı anaların çocuklarıydılar.
Onlar
ki bütün Anadolu’ydular.
Çanakkale,
Asırlara
uzanır yolculuğun.
Giriş
kapısı Anadolu’mun,
Geçiş
kapısı Avrupa’nın.
Sensin
tapusu yurdumun.
Giriş
kapısı sensin Marmara’nın.
Sen
Anadolu’sun, Rumeli’sin.
Sana
evlat bağışlayan her ilisin.
Kastamonu,
Van Kırıkkale’sin.
Kısacası
sen Türkeli’sin.
Yıl
1914.
Kaynamada
bütün Avrupa.
Barut
kokusu gelmede dört yandan.
Yeryüzü
kaynamada.
Yedi
düvel, bizim için geldiler.
Yanaştı
gemiler, yağdı mermiler.
Can
verdi yılmadan kırklar, yirmiler.
Genç
yaşta gitti, dönmez Mehmedim.
Şu
boğaz harbi nedir?Var mı ki dünyada eşi?
Boşalmış
beş kıtanın bütün denizleri.
Çanakkale olmuş sanki geçit yeri.
Karadağlısı,
Fransızı, İngilizi.
Kendi
geldiği yetmiyormuş gibi
Yanında
bir de Hintlisi, Zelandalısı.
Ölüm
indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O
ne müthiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer.
Yurda
olurken göğsümüz siper,
Sırtlan
gibi bağırıyor gemiler.
Sanki
boşaltmada içindeki ateşi.
Bunlar
mı Avrupalı, bunlar mı medeni?
Cepheye
gönderdim gençlik çağında,
Çanakkale
sırtlarında, dağında.
Patladı
bombalar onun bağrında,
Düşmana
vermedi fırsat Mehmedim.
Yaralı
bir asker gibi saldırıyor Mehmetçik,
Bakmıyor
düşmanın sayısına.
Onu
siperden sipere uçuran iman var.
Topları
susturuyor ‘’Allah Allah’’ nidası.
Kandan
başı dönüyor çarpışanların.
Durmazsa
bu akın, duracak hayat yarın.
Toz
yerine uçuyor kollar, başlar, bacaklar.
Son
ümitle son defa saldırıyor Anzaklar.
Uğrattık
Anzakları süngümüzle bozguna.
İlk
günde mıhlandı düşman Arıburnu’na.
Kilitbayır kilitlendi, açılmaz.
Hiç
deneme, Türk’e kefen biçilmez.
Yedi
değil, yetmiş düvel gelseler,
Çok
zorludur, Çanakkale Geçilmez.
Ben
size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum.
Böyle
emrediyordu Mustafa Kemal, erlerine.
Hepsi
gülerek koştu, ölüm siperlerine.
Bugün
kandan dumandan, seçilmez Çanakkale.
Yer
yerinden oynasa geçilmez Çanakkale.
Vurulmuş
tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.
Bir
hilâl uğruna ya Râb , ne güneşler batıyor.
Ne
büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi
Bedr’in
aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Ey
şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana
ağuşunu açmış duruyor peygamber.
Şehitler
tepesi boş değil, biri var bekliyor.
Türbesi
yakışmış bu kutlu tepeye.
Yattığı
toprak belli, tuttuğu bayrak belli.
Kim
demiş meçhul asker diye?
Dalgalan
den de şafaklar gibi ey nazlı hilâl.
Olsun
artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen
sana yok, ırkıma yok izmihlâl.
Hakkıdır
hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır
Hakk’a tapan milletimin istiklâl.
0 yorum:
Yorum Gönder