skip to main |skip to sidebar
Kanda yüksek oranda CRP olmasının sonuçları nedir, nasıl tedavi edilir?
CRP nedir? Bu madde yaklaşık yetmiş yıldır biliniyor. Karaciğerin
ürettiği CRP, nezle, grip ya da herhangi bir yaralanma ya da doku
iltihaplanması sırasında tetiklenen bağışıklık sistemi reaksiyonlarında
rol oynuyor.
Bu nedenle araştırmacılar CRP’yi’ iltihap markörü’ olarak tanımlıyorlar:
CRP miktarının kanda yüksek oranda bulunması verem ya da artrit gibi
ciddi hastalıkların işareti olduğundan organizmada iltihaplı bir
reaksiyonun varlığını ortaya koyabiliyor.
CRP oranı biyoloji laboratuvarlarında sıkça kullanılan bir test olsa da,
şimdiye kadar hiç kimse enfarktüs tanısında bu molekülden yararlanmayı
düşünmemişti.
Nedeni ise, iltihapla enfarktüs riski arasında olası bir ilişkinin varlığından kuşku duyulmasıydı.
Bakışı değiştirdi
Paul
Ridker, birkaç yıl öncesine kadar kalp-damar hastalıklarının damarlarda
kolesterol birikimi ve bunun sonucunda aterom plakasının oluşumundan
kaynaklanan bir tür tıkanma sorunu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor ve
ancak 80’lerin başında bazı kardiyologların enfarktüs oluşumunda
iltihaplanmanın rolünden kuşkulandıklarını belirtiyor.
Daha kesin bir ifadeyle, bu araştırmacılar iltihaplanma sırasında aktif
hale gelen hücreler olan akyuvarların oluşum halindeki aterom plakasına
saldırıp kopmasına neden olduğunu belirlediler; kana karışan plaka
parçaları pıhtılar oluşturup enfarktüse yol açıyorlar.
Paul Ridker konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürüyor:
‘Kardiyoloji dünyasında iltihap tezi gerçek bir devrim yarattı. İlk
defa, enfarktüsün kökeninde kolesterolden çok daha tehlikeli bir sürecin
varlığından söz ediliyordu. Bu saptama, kalp-damar hastalıklarının
tanısıyla ilgili anlayışımızı bütünüyle değiştirdi. Böylece yeni bir
test ortaya konulması için CRP’yle ilgilenmemizi sağladı.’
Deney sonuçları
Ancak
bu maddenin rolü hemen belirlenmedi. Çünkü organizma onlarca iltihap
markörü üretiyor ve 90’lı yılların başında Paul Ridker’in ekibi ilk önce
interlökin-6 gibi başka maddelerle ilgilendi.
CRP’nin öngörü etkisini saptamak için 1996 yılına kadar beklemek gerekecekti.
Paul Ridker’in inisiyatifinde gerçekleştirilen ve 1120 sağlıklı
Amerikalı erkek deneği kapsayan bu çalışma, yüksek oranda CRP’nin risk
altındaki kişileri işaret ettiğini ortaya koydu.
Bu aşamadan sonra da olaylar hızlandı. 2000 yılında kardiyologlar bu
sonuçları kadınlar üzerinde doğrulamak için kolları sıvadılar.
Sonuçta da CRP’nin sadece kalp-damar hastalıklarının etkin bir
göstergesi olmakla kalmayıp kolesterol kadar iyi bir risk göstergesi
olduğu saptandı.
366 kadın
Gerçekten de CRP, kolesterol düzeyi normal olmasına rağmen tehlike altındaki insanların belirlenmesini sağlıyor.
Ancak deney sadece 366 kadını kapsadığı için bilim adamları hemen kesin açıklamalarda bulunmaktan kaçındılar.
Bu konudaki en son araştırma ise ‘The women’s health study’ (WHS) adı
altında Amerikalı kandınların sağlıklarıyla ilgili bir çalışma
kapsamında toplanan kan örneklerine dayanıyor.
1992 yılından beri yürürlükte olan bu araştırma, kalp-damar
hastalıklarının önlenmesinde aspirin ve E vitamininin rolünü belirlemeye
dayanıyor. Araştırmacılar böylece WHS çalışması sayesinde enfarktüs
riski saptanan 28.000 kadında LDL kolesterol düzeyini belirleyebildiler.
İki ilaç
Amerikalı kardiyolog Paul Ridker’in
meslektaşı Boston’dan Nader Rifai, bu çalışmanın daha önceki sonuçları
doğruladığını, üstelik, potansiyel risk altında olan yani 25 yaşın
üzerindeki herkesin CRP testine tabi tutulması gerektiğini kaydediyor.
Rifai, CRP testinin yanı sıra kolesterol düzeyinin de ölçülmesi
gerektiğini, böylece iki farklı riskin, yani kolesterolden ve iltihaptan
kaynaklanan risklerin ayrı ayrı saptanabileceğini belirtiyor.
CRP’nin rolünün saptanmasıyla iki yeni ilaç türünün kullanımının da yaygınlaşması bekleniyor.
Birinci ilaç türü aspirin gibi iltihabı azaltan anti-enflamatuvarları
kapsıyor; ancak şimdiye kadar, bu moleküllerin yönetiminin enfarktüs
riskini azalttığına dair herhangi bir çalışma yapılmadı.
Diğer ilaç türü ise, statin adıyla bilinen yüksek kolesterol düzeyini düşüren ürünlerden oluşuyor.
Paul Ridker’in daha önceki çalışmaları bu ilaçlardan bazılarının, CRP
oranı yüksek, risk altındaki insanlarda enfarktüs olasılığını ciddi
oranda azalttığını ortaya koydu. İlaçların bu etkisi, kolesterol
düşürücü niteliklerinden değil anti-enflamatuvar özelliklerinden
kaynaklanıyordu.
Science at Vie dergisinde yayımlanan habere göre, ancak bu sonuçlar
sadece 500 kadını kapsadığından Paul Ridker daha emin olabilmek için
yaklaşık 15.000 kadın ve erkeği kapsayacak bir çalışmanın sırada
olduğunu belirtiyor.
ABD’de bu gelişmeler yaşanırken Avrupa’da bazı kardiyologlar hastalarına
sistematik olarak CRP testi uygulamaya başladılar. Nitekim, Fransa’da
söz konuus test henüz resmi olarak önerilmezse bile doktorlar bu
yöntemden yararlanmak için çoktan kolları sıvadılar...
Didier Blanchard
Kardiyolog
Paris, Georges Pompidou Hastanesi
‘CRP testi çok dikkatle incelenmeli’
Kalp-damar
hastalıklarının saptanmasında Paul Ridker ve meslektaşlarının çalışması
son derece önemli. Bu çalışmanın sonuçları doğrultusunda 25 yaşın
üzerindeki herkese CRP testini önermek mantıklı olur. Ancak dikkat; bu
test halihazırda kullanılanların yerini almamalı, enfraktüs riski
(sigara kullanımı, damar sorunları...), aç karnına glisemi (kandaki
şeker oranı) ve kolesterolle alt bölümlerinin oranı (LDL kolesterolü ya
da ‘kötü kolesterol’ gibi) gibi risk değerlendirme testlerinin
tamamlayıcı bir unsuru olarak görülmeli. Ayrıca CRP testi çok dikkatli
uygulanmalı; doktor, yüksek CRP oranının, enflamatuvar özellikleri olan
basit bir nezleden kaynaklanmadığından emin olmalı. Zaten CRP testi şu
anda hastanelerde gizli iltihapları ortaya çıkarmak için kullanılıyor.
1- Akyuvarlar harekete geçer
Enfarktüsün temel unsuru, damarın iç yüzeyinde biriken kötü
kolesteroldür. Burada bir değişim yaratıp bağışıklık hücreleri olan ve
makrofajlara dönüşüp sitokin salgılayan akyuvarları (ya da monositleri)
çeker.
2- Kandaki CRP oranı artar
Sitokinler CRP üretmesi için karaciğeri uyarırlar ve CRP’nin kandaki oranı yükselir. Bu vücutta iltihaplanmanın işaretidir.
3- Nihayet, aterom plakası kopar
Yirmi ya da otuz yıl içinde damarlar düzeyindeki iltihaplanma oluşum
halindeki aterom plakasını koparır. Plaka parçaları saçılır ve kan
dolaşımını engelleyen bir pıhtı oluşturur. Bu da enfarktüse yol açar.
0 yorum:
Yorum Gönder