Ülkemizde mizah türünün tarihçesi?, Ülkemizde mizah türünün tarihi gelişimi nedir?

8 Ocak 2013 Salı

Ülkemizde mizah türünün tarihçesi?, Ülkemizde mizah türünün tarihi gelişimi nedir?
Olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme, eğlendirme ya da güldürme sanatıdır Bu amaçla yazılan edebi eserler de mizah türü için de değerlendirilir En kaba şakadan en ince espriye
kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır Mizah gelenek ve kuralların sorgulanmasında önemli bir rol oynar İki amacı vardır, saldırma ve savunma İnsanın topluca yaşamaya başladığı dönemle birlikte mizah da otaya çıkmıştırKentleşmeyle birlikte daha soyut ve dolaylı bir özellik kazandı

Mizahı bedensel şiddetten ayırıp keskin dilli bir sanata dönüştüren Atinalılar olmuştur Ortaçağda kilise ve kralları alaya alan masallarıyla şenliklerde halkı eğlendiren öykü anlatıcıları jonglörler ve gezgin minstrel’le birlikte açık cinsel çağrışımları da olan yeni bir mizah türü yagınlaştı 20 yüzyılda yeni bir mizah türü doğdu Komik öğelerin yanı sıra ürkütücü ve korkunç öğelere de yer veren kara mizah ortaya çıktı Siyasal mizah da bu dönemde önem kazandı

Türk Edebiyatında Mizah Türünün Özellikleri (Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri)

Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizah ürünleri masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır Divan edebiyatında da sık rastlanmamakla birlikte mizah yer almıştır Tanzimat döneminde Türk mizahının çehresi geniş ölçüde değişti Teodor Kasap ve Direktör Ali Bey’in Fransız edebiyatının etkisiyle yazdıkları tiyatro eserleri önem kazandı Şinasi’nin Şair Evlenmesi, Ziya Paşa’nın Zafername Şerhi, Namık Kemal’in imzasız fıkra ve yergileri bu tiyatro eserlerini izledi II Meşrutiyet’le birlikte Türk mizah edebiyatı büyük gelişme gösterdiBaha Tevfik, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon gibi birçok yazar mizah yazılarıyla ünlendi
Cumhuriyetle birlikte Türk mizahı yeni bir kimlik kazandı Bu dönem yazarları geçmişi eleştiren, yeni dönemi savunan bir tutum benimsedi Çok partili dönemle birlikte mizah kapsam ve konu bakamından büyük zenginlik kazandı Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Orhan Kemal, Bedii Faik, Haldun Taner, Muzaffer İzgü, Çetin Altan gibi yazarlar bu dönemin önemli isimleridir 1940′larda Nesin ve Ilgaz’ın Markopaşa dergisindeki çalışmaları halk tarafından benimsenmiş ve derginin tirajını yükseltmiştir [38]
1990′larda özellikle Leman, Hıbır gibi karikatür dergilerinde güncel ve hiciv ağırlıklı mizah içeren köşe yazıları ön plana çıktı Bu yazarlardan bazıları daha sonra yazılarını toplama eserlerde yayınlama imkanı buldular Bunlara örnek olarak Atilla Atalay ve Metin Üstündağ verilebilir Zaten Türkiye’de oldukça kuvvetli bir karikatür mizah geleneği bulunmaktadır Akbaba ve Markopaşa’dan Gırgır, Hıbır ve Leman’a; bunlardan 2000′li yılların L-Manyak ve Penguen dergilerine, özellikle taşlama içerikli, mizahi karikatür ve köşe yazıları yaygın bir türdür Bunlara ek olarak günümüzde Ferhan Şensoy gerek oyunları, gerekse düz yazıları ile kendine özgü mizah anlayışını göstermektedir

Fıkra
Bu yazı türünü, halk arasında anlatılan kısa, güldürücü, ders verici olay anlatılarıyla karıştırmamak gerekir Gazetelerdeki köşe yazılarındandır Her gün aynı köşe ya da sütunda yayınlanır Siyasal, ekonomik, eğitim… gibi günlük toplumsal konular ayrıntıya girilmeden kısaca işlenir

Fıkranın Belirleyici Özellikleri:

- Makale gibi düşünsel plânla yazılır Fakat makaleden kısa yazılardır
- Yazar anlattıklarını kanıtlamak zorunda değildir Bilimselden çok kişisel görüşünü açıklar, okuyucusunu
kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur
- Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonra unutulur
- Yazar, yapmacıklıktan uzaktır Anlatım yalın ve sade bir dille yapılır
- Anlatım yazarın kendine özgü olmalıdır
- Bu kurallara bütün yazılı anlatımlarda uygulanacak genel kuralları ekleyiniz

Fıkra Örneği
Akıl Hastanesinde
Akıl hastanesinde doktor iki hastasına:
-Şu dolabı beraber yukarı çıkarın! dedi
Biraz sonra hastalardan birinin dolabı omuzlamış, oflaya puflaya yukarı çıkardığını gördü:
-Oğlum, hani diğer arkadaşın? Ben size dolabı beraber taşıyın demiştim!
-Arkadaşım dolabın içinde rafları taşıyor doktor bey!

Hiciv
Bir tür değil, bir tutumdur; edebiyatın her türünde ortaya çıkabilir ve neşeli alaydan somurtkan melankolik bir sarsıntıya kadar çeşitlilik gösterir amaç, ters bir dünyanın sergilenmesi, bireyle toplumun bozukluklarının ortaya konmasıdır vatani eski roma’dir hiciv sanatinin ilk temsilcileri de horatius ve juvenalis’tir bizde hiciv denince akla ilk gelen de nefi’dir silham-i kaza isimli eseri kellesine malolmustur divan edebiyatındaki karşılığı yergi , halk edebiyatındaki karşılığı taşlama dır


Aramalar: ülkemizdeki mizah türünün tarihçesi, ülkemizde mizah türünün tarihçesi, mizah türünün tarihçesi, mizahın tarihcesi, ülkemizde mizahın tarihçesi, mizah türünün ülkemizdeki tarihçesi, türk mizahının tarihçesi, mizahın ülkemizdeki tarihçesi, mizahın tarihi, mizah tarihçesi, ülkemizde mizah tarihçesi, mizah tarihi

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı